Bilim sitesi diye açtın kızlara çatıyorsun diyeceksiniz biliyorum lakin şimdiden sizleri sıkmak istemedim. Biraz ilgi çekici ve güncel konularla ilginizi çekip daha sonra bilime boğmayı düşünüyorum. Neyse efenim.
Yukarıda örneklerde gördüğünüz iki tane küçük kız çocuğu. İkisinin de tavırlarını ve hareketlerini izlerseniz kızlarımızın çoğunun içinde olduğu Prenses Sendromunu göreceksiniz. Gerçek şu ki insanların karakter dediğimiz davranış biçimleri çocuk yaşta belirlenip çevrenin de etkisiyle ona göre gelişiyor. Ve küçük yaşta insanları nasıl alıştırırsanız bu alışkanlıklarını bırakmaları çok zor oluyor. Örneğin ben anne ve babamdan başkalarından çikolata veya başka bir hediye alınmasının doğru olmadığı kuralını alarak büyüdüm ve o gün bu gündür iç güdüsel olarak başkalarından çok fazla hediye kabul eden biri değilimdir. Veya bazı durumlarda paramızın olmayacağını her istediğimin istediğim an alınamayacağını bilerek eğitildim.
Fakat üzgünüm ki çoğu kızlar küçük yaşlarda sevimli ve tatlı olmaları sebebiyle aileleri onların isteklerini reddedemiyor ve çocuklar bunu kullanarak isteklerini elde ettikleri için bunu " iç güdüsel " olarak kullanma eğilimde oluyorlar. Nitekim bu davranışlar zamanla karakter haline dönüşüyor ve istediklerini elde edemedikleri zaman bunu hazmedemiyorlar. Bana göre çocuk eğitilirken kesinlikle kız-erkek ayrımı olmadan eşit şartlarda ve her dediklerini kabul etmeden yapılmalıdır. Bunda disiplin çok önemlidir. Çocuklara ağladıkları zaman istediklerini elde edemeyecekleri küçük yaşta aşılanmalı. Çünkü çoğu çocuk bunu elde etmek için ağlıyor, üzüldüğünden değil... Bunu yaparken de biraz duyguları kenara bırakıp onun iyiliği için sabretmek gerekiyor.
Maalesef ki prensens sendromu ile büyüyen kızlarımız evlendikleri zaman da doyumsuz oluyorlar. Belirli şeylerle yetinmeyip daha fazlasını istiyorlar. İçinde bulundukları şartlara göre hareket etmekte zorlanıyorlar. Nitekim bu da sorunlara yol açıyor. Kısaca kızlarımızı Prenses gibi büyütmek yerine imkanların ve durumun gerçekliğini anlatarak , onlarla konuşarak büyütelim. İlerde o da çevresine karşı anlayışlı olacaktır.
Fakat üzgünüm ki çoğu kızlar küçük yaşlarda sevimli ve tatlı olmaları sebebiyle aileleri onların isteklerini reddedemiyor ve çocuklar bunu kullanarak isteklerini elde ettikleri için bunu " iç güdüsel " olarak kullanma eğilimde oluyorlar. Nitekim bu davranışlar zamanla karakter haline dönüşüyor ve istediklerini elde edemedikleri zaman bunu hazmedemiyorlar. Bana göre çocuk eğitilirken kesinlikle kız-erkek ayrımı olmadan eşit şartlarda ve her dediklerini kabul etmeden yapılmalıdır. Bunda disiplin çok önemlidir. Çocuklara ağladıkları zaman istediklerini elde edemeyecekleri küçük yaşta aşılanmalı. Çünkü çoğu çocuk bunu elde etmek için ağlıyor, üzüldüğünden değil... Bunu yaparken de biraz duyguları kenara bırakıp onun iyiliği için sabretmek gerekiyor.
Maalesef ki prensens sendromu ile büyüyen kızlarımız evlendikleri zaman da doyumsuz oluyorlar. Belirli şeylerle yetinmeyip daha fazlasını istiyorlar. İçinde bulundukları şartlara göre hareket etmekte zorlanıyorlar. Nitekim bu da sorunlara yol açıyor. Kısaca kızlarımızı Prenses gibi büyütmek yerine imkanların ve durumun gerçekliğini anlatarak , onlarla konuşarak büyütelim. İlerde o da çevresine karşı anlayışlı olacaktır.
Bu video ise yeni gördüğüm bir video. "Ama kızlar evlenir" diyen küçük kız. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder